Toplumumuza anayasa kavramı ilk kez 1876 yılında girdi.Tarihlere 1293 Kanun-u Esasi’si olarak geçen ve meşrutiyeti de birlikte getiren bu anayasa ne yazık ki “eylemsel” olarak fazla uzun ömürlü olmadı.Anayasayı da baba yasayı da toz etmeye meraklı olan II.Abdülhamit, 1878’de Kanuni Esasi’yi rafa, Meclis-i Umumi üyelerini de kapının önüne bırakıverdi.30 yıllık küçücük bir aradan sonra yine aynı Abdülhamit, Kanun-u Esasi’yi raftan indirmeye karar verdi.1909’da kendisini, rafa çevirdiği tahttan indiriverdiler.İkinci Anayasa 20 Ocak 1921 de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu olarak “Kurtuluş Savaşı” dönemi Millet Meclisi hükümetlerine yol gösterdi.Cumhuriyetimizin ilk anayasası 1924 yılında yürürlüğe girdi.1928, 1934, 1937 ve 1945 yılında çeşitli maddeleri değiştirilen anayasa, Demokrat Parti iktidarınca çiğnendiği iddiası ile 1960 darbesi, arkasından da II.Cumhuriyet ve 2.anayasa geldi.II.Cumhuriyet kavramını çokları yadırgar.Oysa bir sistem çağdaşlaşmış ve Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Senatosu, Yüksek Hakimler Kurulu gibi kurumlar eklenmiştir.Gerçekçi bir bakışla buna “ II.Cumhuriyet” denmesi gerekir.Ayrıca bunu söylemek Atatürk’e olan saygıyı da azaltmaz.Kanun-u Esasi’den günümüze 100 yıl geçmiş.Bu zaman aralığında gerçekten anayasal bir düzeni yerleştirmek yerine, masa başlarında durmadan “anayasa katipliği” yapmışız.Oysa demokrasinin beşiği dediğimiz İngiltere’de yazılı bir anayasa olmadığı gibi anayasa biçiminde hazırlanmış kurallar sistemi de yoktur.İngiltere’de Lordlar kamarası ve Avam Kamarası adını taşıyan iki meclis bulunur.Lordlar Kamarasının üue sayısı 1200 kadar olup, Lord sayısı ile birlikte değişir.Avam Kamarası’nın üye sayısı ise 635’te dondurulmuştur. Meclislerdeki üye kalabalıklığına bakan, İngiltere’de toplantılar için büyük çoğunluk gerektiğini sanabilir.Yazılı anayasaları olmayan İngilizler, meclislerin çalışmaları için çok küçük çoğunlukları yeterli görmüşlerdir.635 kişilik Avam Kamarası sadece 40 üye ile toplanabilir.Bu üyelerin 21’inin oylarıyla herhangi bir yasa değiştirilebilir veya yeniden düzenlenir.Çıkacak yasa, konuşulacak konu ile ilgilenen üye gelir, toplantıya katılır.İlgilenmeyen gelmez. Fakat İngiliz kamu oyu bilir ki, Avama Kamarası asgari sayıyla bile toplansa oradan toplum zararına bir sonuç çıkmaz.Sayıları bini geçen Lordlar ise sadece “ÜÇ” üyeyle toplanıp çalışmaya başlayabilirler.Banliyölerden gelenlere ödenen yol parası dışında Lordların ayrıca ödenekleri yoktur.Demokrasinin yürümesi için çok sağlam kazıklara bağlanması gerekmiyor.Sağlam kazıklar, yürütmez. Durdurur.
NOT. Bu yazı 9 Aralık 1979’da BUGÜN PAZAR Gazetesi’nde yayınlandı.31 yılda bir arpa boyu yol almadığımız gibi bir de 12 Eylül darbesi yaşadık. |