NAİL KEÇİLİ’YE YAPILAN ZULÜM
20 Nisan Cumartesi günü TRT kanalı izliyordum.
Tanıdık bir kişi ile karşılaştım.
Nail Keçili konuşuyordu.
Önce Nail Keçili’nin kim olduğuna bakalım.
1947 yılında Ankara'da doğdu. İstanbul'da Avusturya Lisesi'ni bitirdi.
Daha sonra iş hayatına atıldı. 1969'da Cen Ajans'ı kurdu. 1973 yılında Grey ile hizmet anlaşması yaptı. 1990 yılında resmen ortak oldu.
Kendi alanında çalışan 15 değişik şirketle birlikte 1995 yılında holdingleşti. En büyük hobisi deniz ve tekneler.
Açık deniz AEK Viskomodorluğu, Türk Denizcilik Komodorluğu, Turmepa Yönetim Kurulu, TÜSIAD Yüksek İstişare Konseyi, Türk Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti üyeliği yapıyor. Aynı zamanda Aile Planlaması Vakfıve Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda görev yapıyor. İngilizce ve Almanca biliyor.
Egebank soruşturması sebebiyle keyfi biçimde göz altına alındı.
Bir buçuk yıl cezaevinde kaldıktan sonra adliye sistemimizin bir ”pardon” demesiyle serbest bırakıldı.
Bir iş adamını nedensiz olarak cezaevine atıp, yaşam damarlarını iyice budadıktan sonra “yahu biz yanlış yapmışız”demenin bir bedeli olmalı ve bu rezilliği tezgahlayanlara bu bedel mutlaka ödettirilmeli.
Nail Keçili ile bir dostluğum ve aynı masada çay içmişliğim yok ama Sicilya geleneğinin kötü kopyalarının bu ülkeye siyaset adına verdikleri zararların namuslu iş adamlarını yok olma noktasına getirmesini içime sindiremedim.
Keçili konuşçukça, yaşadığım ülkedeki hukuksuzluk ve adaletsizlikten utandım.
Aklıma Ziya paşanın ünlü dizeleri geldi.
“Zalim, yine bir zulme griftar olur ahir
Elbette olur ev yıkanın hanesi viran”
Ne yazıktır ki, ülkemizde zalimler yaptıkları zulümlerle kalıyorlar.
Hatta bir de ödül alıyorlar.
Geriye dönük hesap sorma geleneğimiz olmadığından, yıkılan evler, söndürülen ocaklar, batırılan iş yerleri, işinden, ekmeğinden olan binlerce insan ve de yok edilmeye çalışılan onurlar unutulup gidiyor.
Son yıllarda öylesine iğrenç işler yapıldı ki, kendi yolsuzluklarını,hırsızlıklarını, ahlaksızlıklarını gözden uzak tutmaya çabalayanlar, işadamları ile hırsızları aynı kaba koyarak çalkaladılar.
Nail Keçili başına gelenleri anlatırken “nasıl bir ülkede yaşıyorum” diye kendime sordum.
Siyaset, felsefenin alt dallarından biridir.
Siyaset yönetim sanatının tüm inceliklerinin uygulandığı bir alandır.
Siyaseti“intikam” aracı olarak kullanmak en hafif deyimle şerefsizliktir.
Bu yazdığıma isteyen istediği kadar kızabilir, hatta dava da açabilir.
Gösterilecek tepkiler siyasi gücü intikam aracı gibi kullanmanın vatana ihanetle eş değer bir eylem olduğu gerçeğini değiştirmez.
Siyaseti böylesine yozlaştıran ve amacından saptıranlardan hesap sormak ise intikam kavramının içine girmez.
Bu güne kadar yapılan tüm pislikler temizlenmelidir.
Kim ne yaptıysa, neden olduğu sonuçların faturası ödettirilmelidir.
Mülkiyetini hiç zaman alamayacakları koltuklar ve makamlar için yetişmiş insanları yok etmekten utanmayanların yaptıkları cezasız kaldığı sürece hukuk, adalet, demokrasi, barış, huzur ve refah hayal bile edilemez.
Nail Keçili’ye, Halis Toprak’a, Cavit Çağlar’a ve daha nicelerine yapılan zulüm sadece bu insanları zarara uğratmakla kalmamış, bunların şirketlerinde çalışıp ekmek yiyenleri de aç bırakmıştır.
Bu yapılanların hesabını soracak iktidar tarihe geçer.
Orhan SELEN
Genel Başkan Yardımcısı |