Okullarda tek tip giysiye son verilmiş. Bu karar bazılarına göre çok güzel, özellikle de çok paraları olduğunu her fırsatta göstermek için hazır bekleyen sonradan görme zenginler için…. En pahalı markaları görünen yerlerinde olan giysilerle çocuklarını donatırlar.. Orta ve dar gelirli aileleri ezmek için onların çocuklarını kullanırlar. “Nereden buldun” yasasını iktidara gelir gelmez kaldıranların sağladığı olanaklarla her kuruşunun helalliği tartışılır servetleriyle yoksulların onurlarıyla oynarlar. O yoksullar ve orta gelirliler ki, kendi beceriksizliklerinden, yeteneksizliklerinden değil sistemin yarattığı eşitsizlik nedeniyle yaşamlarını güçlükle sürdürmektedirler. Adaletsiz gelir dağılımının zulmü altında inlemektedirler. Borç batağında çırpınmakta, çırpındıkça batmaktadırlar. Dar gelirlilerin en büyük zenginlikleri çocuklarıdır. Yemezler, giymezler, çocuklarının okuması için çırpınırlar. Ellerinde avuçlarındakini dershane hortumuna kaptırırlar. Devlet bu hortumlamayı yıllardır kayıtsızca izlemekle yetinir. Oysa yapılacak iş çok basittir. Liselerdeki öğretim sistemi üniversite giriş sınavları ile uyumlu hale getirilir ve dershanelere gerek kalmaz. Çocukların ve gençlerin gelecekleri iktidarları ilgilendirmiyor. Buyruklara sorgulamadan uyan, siyasetin kararlarını tartışmayan, uyumlu, uysal, çok konuşmayan, vatan sevgileri törpülenmiş, bağımsızlığın anlamını kavramamış gençler isteniyordu. 12 Eylül darbecileri bunları sağladılar. Siyasetçileri de aynı şeyleri istediklerinden darbecilerin yaptırdığı anayasada küçük oynamalar yapıldı. Öğretimin nitelikli hale getirilmesi, iyi bir eğitimle güçlendirilmesi gündeme gelmiyor ama çocukların giysileri önemli bir konuymuş gibi topluma yutturulmaya çalışılıyor. Okullarda tek tip giysilerden, ya da formalardan vazgeçilmesi sadece toplumsal uzlaşmayı ve birliği ağır biçimde yaralamakla kalmaz yer yer çatışmalar da yaratır. Dar gelirli ailelerle çocukları arasında gerginlik artar. Evden kaçmalar ve yazmakta zorlanıyorum ama intiharlar çoğalır. Okullardaki tek tip giysiler sınıflar arasındaki büyük uçurumu gözden saklıyordu. İslam’ın çok değerli kurallarına uyuluyordu. Giysilerin serbest bırakılması İslam’daki “büyük günahların” bazılarına açılan kapı olacaktır. “Komşusu açken tıka basa yiyen bizden değildir” diyen bir peygamberin izinden bu mantıkla yürüyenler İslam’ı teğet bile geçemezler. İnsanları bölüp parçalamak büyük günahlar arasında sayılır. Okullarda giysilerin serbest bırakılması toplumu orta süreçte sarsacak, uzun süreçte ise çatışmaya götürecek bir karardır. Gelir dağılımının eşite yakın olduğu, kişi başına düşen ulusal gelirin 50 bin doları yakaladığı bir ortamı yakalamadan gelir farklılıklarını ortaya çıkaracak kararlar alınmaz. İktidarın çevresini aran aşırı övgücüler ve yağcılar alınan yanlış kararların baş nedenleri arasındadırlar. Peygamberimiz bir hadisinde: “Övgü yağdıranların yüzlerine toprak atın” diyerek yüzyılları aşan bir mesaj vermiştir. Övgülerden ve yağlamalardan alınan gazlarla masa başında toplumu incitecek uygulamalara gitmek öncelikle bunları yapanları yıpratır ama açılan yaralar insanları canını yakar. Yoksulluk sınırının çok altın asgari ücretin uygulandığı düşünüldüğünde okullardaki giysi serbestliğinin hangi sancıları beraberinde getireceği de anlaşılır. Ülkemizde hukuk, demokrasi ve adaletin olmadığı çok kez kanıtlanmıştır. Devlet düzeninden ümidini kesen, geleceğe kuşkuyla bakan insanlar dine sarılırlar. Yapılanlara bakıldığında anlaşılıyor ki, çok yakında ondan da ümitlerini kesecekler. İşte o zaman, korkma zamanıdır.
ORHAN SELEN Genel Başkan Yardımcısı |