İsrail iki kez Şam’ı vurdu. Türkiye sessiz kaldı. Neden sessiz kalmak zorunda kaldı? İsrail’i kınasa, Suriye rejiminin yanında yer almış olacak. İsrail’e desteklese Suriye halkını karşısına alacak. Bu arada birileri geldi, Türkiye tarihinin en fazla can kaybıyla sonuçlanan terör eylemini gerçekleştirdi. İsrail’in Şam’ı iki kez vurması anında unutuldu. Bundan sonra da anımsanmaz.. Reyhanlı’daki çok sayıda insanın ölümüyle sonuçlanan patlamanın hemen ardından İçişleri Bakanı’nın açıklamasını izledik. Patlamanın Suriye rejiminden kaynaklandığını ve El Muhaberat desteğiyle yapıldığını söyledi. El Muhaberat Suriye Haber Alma Örgütüdür. Dünyadaki en tehlikeli işlerden birisi, kendini dünyanın en akıllı kişisi, çevredekileri de birinci sınıf aptal varsayarak davranmaktır. Patlamayı bir yandan El Muhaberat’a, öteki yandan Marksist örgüte, diğer yandan da barış sürecine çomak sokmaya çalışanlara bağlamak devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Dünya basını ölü sayısının 150 dolayında olduğunu açıklarken, 46 dan yukarı çıkmamak da devletin güvenilirliğini zedeler. Terör eyleminin haberlerine yasak koymak ise halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaktır. II.Abdülhamid’e en çok sansürden vururlarken III.Abdülhamid olmaya özenmek içinde yaşadığımız yüzyılla uygun düşmez. Biz istediğimiz kadar saklambaç oynayalım, iletişimde sınırların kalktığı unutulmuş olmalı. Dünya basını olan biteni anında yansıtıyor. Nasıl engelleyecekler? Uluslararası basından başlıkları aldığımızda ortaya tuhaf çelişkiler çıkıyor. *İngiliz BBC kanalı..."saldırıyı el kaide bağlantılı El Nusra cephesi üstlendi" *İngiliz ITV kanalı..."Türk hükümetinin desteklediği muhalifler Türkiye'yi kana buladı. 116 ölü". *The telgraf..."Türk hükümeti şaka gibi açıklamalar yaparak hedef şaşırtmak istiyor, 140 dan fazla ölü"....! *The sun gazetesi..."hükümet yıpranmamak için saldırıyı haber yapmayı yasakladı". *Fransız gazetesi Le monde..."Bir Türk atasözü derki, “besle kargayı oysun gözünü” Türkiye’nin desteklediği aşırı dinci Suriyeli muhalifler,Türkiye'yi kana buladı 120 den fazla ölü. Görüldüğü gibi yabancı basın rahat durmuyor. Sarımsaklasak da mı yasaklasak, yasaklasak da mı sarımsaklasak? Sarımsağı gelin etmişler, 40 gün kokusu çıkmamış derlerse de inanmamalı, o geli olan sarımsak değildir. Reyhanlı’daki patlama bazı konularla aramıza kalın bir sis perdesi olarak çekilmek üzere planlanmıştır. Bu patlamadan önce gündemde neler konuşuluyordu. 1-Akil insanların yüzlerce jandarmanın koruması altındaki toplantıları 2-PKK’lı militanların Kuzey Irak’a çekilmeleri… Bu saatten sonra akil insanların gezileri yirminci sayfa haberleri içinde yer alır. PKK’lılar da Kuzey Irak’a doğru yollarına devam ediyorlar. Emniyet ve Jandarma istihbaratınca yapılan ilk değerlendirmelerde ilginç bir madde var. “Ağır silahlar daha önce üs olarak bulundukları bölgelerde korunuyor. Guruplar hafif silahlarla Irak’a çıkıyorlar” (Bu nasıl çekilmekse) Gurupların günde 15-20 kilometre yol aldıkları göz önüne alındığında, çekilmenin Sonbahar’da tamamlanacağı söyleniyor. Günde 15 kilometre çekilseler ayda 450 kilometre yapar. Beş ayda 2250 kilometre yol giderler. Özür dileyerek soruyorum: PKK’lılar Tekirdağ, Babaeski, Kırklareli dolaylarından mı yola çıktılar. Buralardan çekiliyorlarsa, ne zaman gelmişlerdi.? Bir başka olasılık daha var: PKK’lılar Güney Doğu’dan yürüyerek Yunanistan’a gidiyorlar. Patlama olmuş, yüzde fazla insan ölmüş. Bunlar konuşulur mu? Patlama neden oldu sanıyorsunuz?
Orhan SELEN Genel Başkan Yardımcısı |