Son günlerde “sıcak para” tartışılmaya başlandı.
Maliye Bakanı da endişelerini belirttiğine göre gelecek pek parlak görünmüyor.
Halk yıllardır yapay gündemle oyalandı.
CHP ve MHP de AK Parti’nin attığı yeme sazan oldular.
2010 Ekim sonu verilerine göre Türkiye’ye gelen sıcak para 140 milyar dolara ulaşmış.
Sıcak para nedir?
Bizim olmayan paradır.
Her an dışarı kaçabilecek paradır.
Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Bilgiç, kendisinin bile inanmadığı şeyler söylemiş.
Ülkemizde risk yokmuş.!..
Kime göre risk yok?
Sıcak paranın sahipleri için risk olmadığı doğru.
Yabancının gideceği yer buradan daha emin değilmiş!...
Yabancının emniyetini kendi ülkesinin önüne getirip koyanlar için kullanılan çok yerinde kavramlar vardır.
AK Parti bürokratının son saptaması ise tam bir hayal.
Beyefendi “ para burada kalıcı görünüyor” buyurmuşlar.
Bana da hiç kalıcı görünmüyor.
Sıcak paranın kalıcı olabilmesi için yatırıma yönelmesi gerekir.
Arazi alınır.
Üzerine fabrikalar kurulur.
Üretim yapılır, istihdam sağlanır.
Milli gelire ve katma değere katkıda bulunulur.
140 milyar dolar sıcak para ise her an “kaçabilecek” yerlerde başka ülkelerde olmayacak kadar güzel ısınmaya devam ediyor.
70 milyar dolar borsadaki hisselerde.
35 milyar doları Devlet İç Borçlanma senetlerinde.
35 milyar doları banka mevduatlarında.
Bunlara “pamuk ipliğine bağlı yatırım” denir.
Türkiye’de “devlet tahvillerinden” yabancıların son 8 yılda elde ettikleri getiri için
ABD’de 59 yıl, Japonya’da 141 yıl, Fransa’da 60 yıl, Almanya’da 68 yıl, İtalya’da 42 yıl beklemek gerekiyor.
Herkesin anlayabileceği şekilde yazayım:
“Yabancıların bu ballı kazançlarını memuruyla, işçisiyle, köylüsüyle, esnafıyla Türk halkı karşılıyor.
Türkiye’de işçi , memur, emekli ücretlerinin “yüksek” olduğunu iddia eden IMF, nedense halkımız soyan “sıcak para akımına” karşı çıkmıyor.
140 milyar dolar sıcak para Türk halkının eline verilen “pimi çekilmiş” her an patlamaya hazır ve tahrip gücü çok yüksek bir bombadır.
Felaket kapıdan girmiş ve baş köşeye kurulmuştur.
Merkez Bankası’ndaki 80 milyar dolar döviz rezervi ülkemizde dolaşan140 milyar doları karşılayamaz.
Bankacılık sektörünün 2010 yılında 21 milyar dolara ulaşan döviz pozisyon açığı ise
baş köşede sırıtarak oturan felaketin artçı depremidir.
Bu felaket iktidar tarafından, kendisinden sonra gelecekler için hazırlanmış bir tuzaktır.
DYP dışında muhalefet bu tuzağı göremiyor.
Belki de görmek istemediği için gözcülük yapıyor. Orhan SELEN
Genel Başkan Yardımcısı |