Doğru Yol Partisi

Atatürk hakkında yazılmış olan 19 bini aşkın kitabın pek azında Atatürk’ün yaşına ve spor ile olan ilgisine yer verilmiştir. Atatürk’ün yaşına yer verilen kitapların kiminde doğum yılı 1980, kiminde 1981 olarak gösterilmiştir.Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığınca yayınlanmış olan tarih kitaplarında Atatürk’ün doğum yılı bazen 1980 bazen 1981 olarak gösterilmiştir.
Takvim ve biyografiler üzerindeki titiz çalışmaları ile tanınmış merhum Faik Reşit Unat, konu ile hayli uğraşmıştır. Unat’ın tesbitlerine göre:
TBMM’nin 25. yıl dönümü nedeniyle yayınlanan Meclis Albümünde Atatürk’ün doğum yılı 1881’dir.
1939 yılında Atatürk’ün anısına çıkarılan posta pullarında doğum yılı 1980’dir.
Milli Eğitim Bakanlığınca liseler için yazdırılıp, yayınlanan Türkiye Cumhuriyeti Tarihi adlı kitapta doğum yılı 1980’dir.
Atatürk’ün 18 Ekim 1338 (1922) tarihinde Ankara Nüfus Memurluğundan almış olduğu doğum yazısında doğum yılı 1296 (1980)’dir.
Harp Okulunun 1315 (1899) yılı girişlilere ait kayıt defterinde doğum yılı 1296 (1980)’dir.
İlk Büyük Millet Meclisine vermiş olduğu özgeçmişinde doğum yılı 1296 (1980)’dir.
1926 yılında yayınlanmış olan ilk Türkiye Cumhuriyeti Yıllığında doğum yılı 1296 (1980)’dir.
Görüldüğü gibi Atatürk’ün doğum yılı hakkında tam bir anlaşma sağlanamamış olmakla birlikte, 1980 yılında doğmuş olabileceği hususu ağır basmaktadır.
Pekiyi, Atatürk hangi ayda ve günde doğdu? Bunun cevabınını da birlikte arayalım.
1936 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri görevinde bulunan Hasan Rıza Soyak bu konuda şunları söylüyor: ‘’Ne yazık ki, Atatürk’ün doğduğu ay ve gün ailesince bir yana yazılmamıştır. Yalnız (Mustafa Kemal) bir bahar günü doğduğunu, annesinden duyduğunu söylerdi. Atatürk bu konunu iyice aydınlanması için beni görevlendirdi. Onun buyruğu ile Selanik’ten gelen göçmenlerin yerleştirildiği Bursa, Gemlik ve İzmit yörelerinde incelemelerde bulundum. Buralarda daha çok Zübeyde Hanımı tanıyan yaşlı kadınlarla konuştum. Buralarda daha çok Zübeyde Hanımın bir bahar günü bir erkek çocuk dünyaya getirdiğini söylediler. ‘Hangi ay?’ Diye sorduğumda. ‘hangi ay mı? Kabak kızartılırdı.’ Şeklinde cevap verdiler.
Selanik’te kabak kızartılan ay, Mayıs’dır. Çünkü, Selanik’e uzak yerlerden ve dışarıdan kabak gelmezdi. Yerli kabak da Mayıs ayında yetişirdi.
Yalnız, bu yaşlı kadınlardan birine aynı soruyu sorduğumda şu cevabı vermişti: ‘A, bilmez olur muyum? Zübeyde Hanımın erkek çocuğu doğduğu zaman gittim. Taş ağaç patlardı.’
Selanik’de kullanılan bu ‘taş ağaç patlardı’ deyiminin anlamı, çok soğuktu, demekti.
Çoğunluğun sözlerine göre bu doğumun bahar mevsiminde ve aylardan da Mayıs ayında olabileceğine inandım.
Bunun üzerine Atatürk’ün yanına çıktım, kendisine: ‘Doğduğunuz ay, Mayıs ayı olacak. Zaten Anadolu’ya da doğuşunuz da Mayıs ayında olmuştu. İkinci kez doğuşunuzu birincisi ile birleştirelim.’ Dedim.
Atatürk, bu sözüm üzerine hiç ses çıkarmadı sadece kızardı.’’
Reşit Saffet Atabinen’in, 19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk’e ‘’doğum gününüzü kutlarım’’ şeklinde bir telgraf çekmesi, Atatürk’ün çok hoşuna gider. Bu oladay az sonra, Temmuz 1932’de Türk Tarih Kurumunun ilk kongresi sırasında Aydın Halkevinin tarih, dil ve edebiyat komitesinin bir ‘’Gazi Günü’’ kabul etmek istediğini söyleyerek Atatürk’e doğum gününü soran öğretmene Atatürk: ‘’Baana sormayınız, ben doğum günümü bilmiyorum, Samsun’a çıktığım günü yapınız.’’ Der.
Zamanın Dışişler Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine 10 Kasım 1936 tarihli bir yazı gönderir. Mektup şöyledir:
‘’Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine
İngiltere İşgüderi (Maslahatgüzarı)Mösyö Morgan. Bakanlığımıza başvurarak, Cumhurbaşkanımızın doğum günü nedeniyle İngiltere Kıralı Sekizinci Edward tarafından özel ve samimi bir telgraf çekileceğini söylemiş ve Atatürk’ün doğum tarihinin bildirilmesini dilemiştir.
Durumu sunar ve İngiltere Büyükelçiliğince istenen bilginin uygun görüldüğünde yazılı olarak bildirilmesine müsaadelerinizi dilerim.
Dışişleri Bakanı Y.
Elçi Türkgeldi’’
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Dışişleri Bakanılığının bu yazısına iki gün sonra aşağıdaki şekilde cevap verir:
‘’Dışişler Bakanlığına
19.11.1936 tarih ve protokol 21.081-74 sayılı yazıya cevaptır.
Cumhurbaşkanı Atatürk’ün 19 Mayıs 1881 tarihinde doğmuş olduklarını sunarım.
Geenel Sekreter’’
Yukarıdaki belgeyi Prof. Dr. Afet İnan da vermektedir ancak, Dışişleri Bakanlığı yazısının tarihi aynı olmakla birlikte, protokol sayısı şöyle verilmiştir: U. No. 21081, H. No. 177.
Yabancı bir ansiklopedi bir mektupla Atatürk’ün doğum gününü sorar. Mektup Atatürk’e gösterilir. Atatürk bir an düşündükten sonra: ‘’Bu bir 19 Mayıs günü niye olmasın?’’ Der.
Ulusal kahramanımızın bir bahar günü dünyaya geldiği üzerindeki tahminler çoğunlukta olduğuna göre, doğum tarihini 19 Mayıs 1880 olarak kabul etmekte bir sakınca bulunmadığı kanaatini taşımaktayım. Ancak. Bu durum dahi birlerinin ayıbıdır. Bir millet ki, bir Denlet ki, ulusal kahramanının, Devletinin kurucusunun doğum gününü saptamak için şimdiye dek ciddi bir çalışma yapmamıştır. Bu ayıptan bir an önce kurtulabilmek için Türk Tarih Kurumu, Üniversitelerin Cumhuriyet Tarihi bölümleri ile Atatürk Araştırma Enstitüleri, Milli Eğitim Bakanlığı ilgilileri ve yetkilileri, Atatürk hakkında eser vermiş insanlar derhal ortak bir çalışmanın içerisine girmelidirler
Bu çalışma sonlanana kadar ise ben, Atamın doğum günü olarak onun isteğini vasiyet kabul ederek 19 Mayıs 1880 olarak kabul etmeye devam edeceğim.