Doğru Yol Partisi
  Son Dakika :   
 
 
 
ANASAYFA
GENEL BAŞKAN
VİDEOLARI
DANIŞMANLARI
PARTİ KURUCULARI
BAŞKANLIK DİVANI
GENEL İDARE KURULU
MKYK
Y.HAYSİYET DİVANI
İL BAŞKANLARI
İLÇE BAŞKANLARI
RESİMLER ve LOGO
TÜZÜK
PROGRAM
ZİYARETÇİ DEFTERİ
İLETİŞİM





BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK
24 Kasım Öğretmenler Günü, aynı zamanda Atatürkümüz’e Türkiye’nin Başöğretmenliği sıfatının da verildiği gün olarak anılmaktadır. Atatürk’e bu sıfat nasıl ve niçin verildi? Bu, tarihsel süreç içerisinde mutlak bilinmesi gerekli başlı başına bir öyküdür. Aşağıda, bu öykünün bir özetini vermekteyim. Umarım genç kuşak için ilgi çekici, genç olmayan kuşaklar için anımsanacak bilgi kırıntıları bulabilirsiniz.
ATATÜRK HARF DEVRİMİNE NİÇİN KARAR VERDİ?
Atatürk, Türk Dilinin okunup yazılmasının kolaylaşmasını, eğitim ve öğrenimin yaygınlaştırılmasını uzun süredir düşünüyordu. Bunun tek çıkar yolunun harf ve yazı devrimi olduğuna karar verdi. Bundan böyle biz de, dünyanın diğer uygar ulusları gibi Latin harfleriyle okuyup yazmalıydık. Çünkü, Arap Alfabesi, ses bakımından zengin olan Türkçemiz’e uymuyordu. Arap Alfabesinde sesli harfler azdı. Bizinse, Tükçemizin güzelliğini vurgulayabilmemiz için Arap Alfabesindeki sesli harflerden daha fazlasına gereksinimiz vardı. Ayrıca Arap harfleriyle Türkçe okuyup yazması da çok güçtü. Bu güçlük ise Türkiye’de eğitim ve öğrenimin yaygınlaşmasını engelliyor, kalitesini düşürüyordu.
TÜRK HARF DEVRİMİ İLK KEZ NEREDE VE NASIL AÇIKLANDI?
Atatürk, Harf Davrimi için kesin kararını 1927 yılı içerisinde vermişti. 1928 yılı ilk yarısında konu ile ilgili olarak hazırlıklarını yapan Atatürk, 26 Haziran 1928 tarihinde bugünkü adı Türk Dil Kurumu olan Dil Encümenini kurdu. Süratle çalışmalara başlayan Dil Encümeni, yeni Türk Alfabesinin yazım kurallarını belirlediğini bildirince Atatürk tarafından, 1 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayında toplantıya çağırıldı. Dil Encümeni çalışmalarının sonuçlarını dinleyen Atatürk, çalışmaların amacına ulaştığına kani oalarak bu büyük devrimin, bir an önce halka bildirilmesine karar verdi. 9 Ağustos 1928 Perşembe günü akşamı İstanbul Sarayburnundaki bir parktaki toplantıya çağtılı olan Atatürk, burada halka bir söylev vererek Türk Harf Devrimini ilk kez halka açıklamış oldu. Atatürk bu söylevinde, Türk Alfabesini öğrenmenin bir yurseverlik ve ulusseverlik ödevi olduğunu, halkının yüzde doksanının okuma yazma bilmeyen bir ulusun bugünkü uygarlık dünyasında yaşamaktan utanması gerektiğini, Türk ulusunun ise utanmak için değil, övünç duymak için yaratılmış, tarihi övünç ve kıvançlarla dolu bir ulus olduğunu söylemişti.
TÜRK HARF DEVRİMİNİN TÜM YURTTA YAYGINLAŞMASI
Atatürk’ün bu sözleri kısa sürede yurt geneline yayıldı ve halk tarafından cehalete karşı açılan yeni bir savaşa başlama emri gibi algılandı. Halk artık bir yasaya, bir başka emre, bir başka güdülemeye gerek kalmaksızın yeni Türk Alfabesi ile okuyup yazmak için çalışmaya başladı. Zamanın Hükümeti de halkın bu içten çabası karşısında daha henüz yasal bir dayanak olmadan Harf Devrimi ile ilgili gerekli önlemleri almaya başladı. Atatürk bu çalışmaları daha da yaygınlaştırmak ve halkın ilgisini daha da güçlendirmek üzere yurt gezilerine çıktı. Gittiği yerlerde halkı yer yer kara tahta başına toplayarak bu yeni alfabeyi kendi elleriyle öğretmeye, dersler vermeye başladı.
TÜRK HARF DEVRİMİNİN YASALAŞMASI
1 Kasım 1928 tarihinde yeni yasama dönemine giren Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)nin açılış günü nedeniyle TBMM’de milletvekillerine yaptığı bir konuşmada, Harf Devriminin önemini ve halk arasında nasıl yaygınlaştığını belirttikten sonra, Harf Devriminin yasal hale getirilmesinin artık Hükümetin en önemli ödevlerinden biri olduğunu söyledi. Bunun üzerine aynı gün Baaşbakan İsmet İnönü’nün önerisiyle Hükümetçe yasa tasarısı haline getirilerek TBMM’ye sunulan Harf Devrimi Yasa Tasarısı, tartışılarak kabul edildi.
TÜRK HARF DEVRİMİNİN YASALAŞMASI SONRASI
Atatürk, Harf Devrimini, üzerinde önemle durduğu Dil Devriminin doğal bir sonucu olarak görüyordu. Çünkü, Osmanlı devrinde Arap ve Fars dilleri etkisinde kalmış olan Türkçemiz, yalnızca belli bir kısım aydın sayılabilecek kimselerin anlayabileceği hatta, zaman zaman onlar tarafından da yanliş olarak kullanılabilen bir dil haline gelmişti. Bunun için de Türk Dili üzerinde önemle ve inatçılıkla çalışmak gerekiyordu. Atatürk, 12 Temmuz 1932 tarihinde Dil Encümeni yerine Türk Dili Tetkik Cemiyetini kurdu. Bundan amaç, Türkçe’nin sözcük (kelime), deyiş (terim), dil bilgisi (gramer), söz dizimi – cümle dizimi (sentaks) ve sözcük kökenini (etimoloji) incelemek ve bu suretle hem dilimizin gelişmesine hem Türkçe’nin uygar uluslar arasındaki yerini belirlemeye yönelik bir dizi çalışma yapmaktı. Tüm bu nedenlerden ötürü Atatürk, 26 Eylül 1932 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayında Türk Dil Kurultayını topladı. Bu toplantıda Türk Dilinin özbenliğine kavuşması için güdülecek program tartışılarak kabul edildi. Kurultayın dağılmasından sonra Atatürk, ölümüne kadar resmi devlet işleri dışında tüm zamanını Türk Dil Kurumu Başkanı sıfatıyla Türk Dilinin gelişmesi çalışmalarına verdi.
ATATÜRK’ÜN TÜRK ALFABESİNE GÖRE YAZMIŞ OLDUĞU İLK TÜRKÇE KİTAP
Türkiye’de Türkçe harfler kullanmak suretiyle yazılan ilk Geometri kitabı, Atatürk’e aittir. 48 sayfa olarak basılan bu kitapta, bugün halen geometri kitaplarımızda olsun günlük konuşmalarımızda, yazışmalarımızda olsun kullanmakta olduğumuz pek çok sözcük, tanım, deyim ilk kez Atatürk tarafından bu kitapta kullanılmıştır. Geometri sözcüğünü ilk kez söyleyen Atatürk’tür ve kitapta yazılı tüm sözcükler ilk kez Atatürk tarafından sçylenmiş ve yazılmıştır. Örneğin, henden yerine geometri, zaviye yerine açı, müselles yerine üçgen, murabba yerine dörtgen, irtifa yerine yükseklik, merfuu yerine kenar, amut yerine dik, satıh yerine alan, zait yerine artı, nakıs yerine eksi, zarp yerine çarpı, taksim yerine bölme, nıfs yerine yarı, müsavi yerine eşit, metremikap yerine metreküp, kutr yerine çap…
Ayrıca arakesit, paralelkenar, eşkenar dörtgen, yamuk, daire, çap, çember, yarı çap, kenarortay, açıortay, gibi pek çok terim ve tanımlama da Türkiye’de ilk kez Türkçe harflerle Atatürk tarafından bu kitapta kullanılmıştır.
ATATÜRK’E NİÇİN BAŞÖĞRETMEN SIFATI VERİLDİ?
Yukarıda sayabildiğim ve de sayamadığım çalışmalarından ötürü Atatürk’e, Türkiye’nin Başöğretmeni sıfatı verilmiştir.

Dr.Hasan Fikret TÜRKEL
Genel Başkan Yardımcısı
AR-GE Başkanı
Kaynak:
İnönü Ansiklopedisi, c. 4, s. 116, 117., Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara, 1946.
Türkçe Sözlük, c., 1, 2., Türk Dil Kurumu İstanbul, 1992.
TÜRKEL, Hasan Fikret, Kazan Gazetesi sayı 117, 10 Kasım Atatürk Özel Eki, Ankara, 1989.
Dr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 3.3.2012
 
Eklenen Yorumlar 
Dr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd Yazıları
ATATÜRK'ÜN YAŞIDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 18.2.2012 Devamı
KÜRTÇE EĞİTİM ÜZERİNEDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 3.2.2012 Devamı
TABİATDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 27.1.2012 Devamı
SEVGİ ve BARIŞ ANITIDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 24.12.2011 Devamı
A'dan Z'ye DERSİM OLAYIDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 4.12.2011 Devamı
GAZETE BAŞLIKLARINDANDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 5.2.2011 Devamı
BİLMEYENLER İÇİN ADNAN MENDERESDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 4.1.2011 Devamı
BAŞÖĞRETMEN ATATÜRKDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 23.11.2010 Devamı
ATATÜRK’ÜN YAŞI?Dr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 9.11.2010 Devamı
BİTLİ ŞİİRDr.HASAN TÜRKEL- Gn.Bşk.Yrd [ 8.11.2010 Devamı
Sayfalar : 1  

 

 

 
İçimizden

BİZE YAZIN

Her Hakkı Saklıdır. DOĞRU YOL PARTİSİ© 2010 Tasarım : Linear Yazılım

LİNEAR YAZILIM